UNDP’nin Türkiye'de iklim değişikliğine uyum eylemlerini güçlendirme çalışmaları kapsamındaki pilot illerin belediye başkanları, İklim Şurası’nda bir araya gelerek iklim krizinin etkilerini ve çözümleri tartıştı
Türkiye'nin ilk İklim Şurası kapsamında 24 Şubat'ta düzenlenen panelde yerel yönetimler bir araya gelerek iklim değişikliğinin belediyeler üzerindeki etkilerini ve krizle mücadele yöntemlerini paylaştı. Etkinliğe, UNDP'nin “Türkiye'de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi” projesinin pilot illerinden Muğla ve Samsun’un Büyükşehir Belediyeleri ile Türkiye Belediyeler Birliği katıldı.
İklim Şurası, 2053 yılına kadar net-sıfır emisyona ulaşmak için Paris Anlaşması doğrultusunda bir yol haritası oluşturmak amacıyla 21-25 Şubat'ta Konya'da yapıldı. Şuraya 1.000'den fazla kamu kurumu ve üniversite temsilcisi, bilim insanı, iş insanı, çiftçi ve aktivist katıldı. Temsilciler kısa, orta ve uzun vadeli stratejik hedefler belirlemek, sera gazı azaltımı ve iklim değişikliğine uyum bağlamında temel politikaları ve birincil eylemleri içeren bir yol haritası oluşturmak üzere bir araya geldi. Türkiye’nin 2053 net-sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda tüm paydaşların aktif katılımıyla iklim mevzuatına katkı sağlamak amaçlandı.
Şura katılımcıları, dünyayı ve Türkiye’yi derinden etkileyen iklim değişikliğini tüm boyutlarıyla tartışmak, özel çalışma grupları oluşturmak, orta ve uzun vadeli stratejik hedeflerin belirlenmesine katkıda bulunmak, görüş ve önerilerini paylaşmak ve son olarak da tavsiye kararları hazırlamak üzere buluştu. İklim krizinin sonuçları her yerde farklılık gösterdiği için yerel çabaların da bu spesifik sonuçlara yönelik eylemleri kolaylaştırması gerekiyor. Yerel yönetimler tüm riskler ile ilgilenmek ve yerel çözümler bulmaktan sorumlu.
UNDP'nin “Türkiye'de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi” projesinin pilot illerinden iki belediye başkanı; Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün ile Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Birol Ekici iklim değişikliği ile mücadele, paydaşlarla iş birliği, kapasite geliştirme, finansman ve eylem planlarında veri ihtiyacı üzerine konuşmak için Yerelde İklim Eyleminin Güçlendirilmesi Panelinde bir araya geldi.
İklim değişikliğinin etkilerini dikkate alarak çalışmanın ve planlar hazırlamanın önemine değinen Mustafa Demir, “Bu etkiler dikkate alınarak yatırımlar yapıldığında maliyetlerin düştüğünü unutmamalıyız. İklim dostu yatırımlardan yararlanmalıyız.” dedi.
Osman Gürün, “2053 için net-sıfır hedefimiz var ve bu sözü tutmak için şimdiden çalışmalara başlamalıyız. Muğla olarak kömürden çıkarken elimizdeki enerji kaynaklarını kullanmalıyız. Güneş ve rüzgâr enerjisine daha fazla yatırım yapmalıyız. Bu bizim gücümüzdür.” diye konuştu.
1992 Rio Konferansı'na değinen Birol Ekici, dünyayı ve çevreyi korumak istiyorsak yerelde harekete geçmemiz gerektiğini ifade etti. Ekici, “Küresel Düşün, Yerel Hareket Et mottosuyla yola devam ediyoruz. İklim değişikliğiyle mücadelede önemini giderek daha iyi anladığımız yerel yönetimleri güçlendirmemiz gerekiyor.” dedi.
İklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri anlamak, bu risklere hazırlıklı olmak, bunlara uyum sağlamak ve ortaya çıkabilecek fırsatlardan yararlanmak önemli. UNDP hem yerel paydaşların katılımında hem de ulusal ve yerel düzeylerde çok sektörlü bir diyalog yaratılmasında kritik bir rol oynamayı amaçlıyor. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile iş birliği içinde yürütülen Türkiye'de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi projesi ile Türkiye'deki iklime uyum eylemlerini destekliyor.
UNDP, bu kapsamda Konya, Muğla, Sakarya ve Samsun'da 4 pilot belediye için yerel iklim değişikliğine uyum stratejileri ve eylem planları hazırlıyor. Sektörel düzeyde etkilenebilirlik analizleri yapılarak ve iklim değişikliğinin kentteki etkileri ölçülerek uyum eylemleri oluşturuluyor. Uyum eylem planları, tarım ve balıkçılık/hayvancılık, ekosistemler ve biyoçeşitlilik, su yönetimi, afet riskinin azaltılması, kent, sosyal kalkınma, sanayi, enerji, turizm ve kültürel miras ve halk sağlığı olmak üzere 10 farklı sektördeki etkilere göre hazırlanıyor.