Kalıcı Organik Kirleticilerin Kalıntılarının Ortadan Kaldırılması ve Kalıcı Organik Kirleticilerin Salımlarının Azaltılması
Proje ne hakkında?
Bu projenin amacı, Kalıcı Organik Kirletici (KOK) içerikli pestisitlerin ve Poliklorlu Bifenil (PCB) stoklarının ortadan kaldırılması; ilgili KOK’lar ve kimyasal kirleticiler ile kontamine olmuş sahaların temizliği; Türkiye’nin Stockholm Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülükleri doğrultusunda, uzun vadede PCB’lerin aşamalı olarak üretimden kaldırılması; başlıca sanayi sektörlerinde istenmeden ortaya çıkan KOK salımlarının azaltılması ve çevreyle uyumlu bir kimyasal yönetimi çerçevesinde, kurumsal, düzenleyici ve teknik kapasitenin güçlendirilmesi konuları özelinde, küresel ve yerel düzeyde insan sağlığı ve çevrenin korunmasıdır.
Mevcut durum nedir?
Türkiye Stockholm Sözleşmesi’ni 2001 yılında imzalamış ve 2009 yılında da onaylamıştır. İlk on iki (12) KOK için envanterler ve stratejik eylem planını ele alan ve GEF yardımı ile hazırlanan ilk Ulusal Uygulama Planı (UUP), 2007-2010 döneminde Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanmış ve Stockholm Sözleşmesi Sekretaryasına 5 Nisan 2011’de resmi olarak iletilmiştir. Şu anda Türkiye, KOK yönetiminde mevcut durumu yansıtmak ve Stockholm Sözleşmesi’nde 2010 yılında yürürlüğe giren değişikliklerle yeni eklenen KOK’ları ele almak üzere UNIDO ile birlikte GEF yardımıyla güncellenmiş UUP taslağını hazırlamıştır. Güncellenen UUP son taslak biçiminde tamamlanmıştır ve resmi ulusal onay sürecindedir. Sözleşme Sekretaryasına 2015 yılında sunulması beklenmektedir. Taslak UUP güncellemesi SVC hüküm ve yükümlülükleriyle Türkiye’de yürürlükte olan mevzuat arasında bağlantılar kuran kapsamlı bir uyum tablosu ve mevcut boşlukları doldurmak için bir eylem planı içermektedir. Türkiye, Stockholm Sözleşmesi hükümleri kapsamında herhangi bir muafiyete sahip değildir ya da kabul edilebilir beyan edilmiş amaçlar için herhangi bir bildirimde bulunmamıştır. Ülke, Stockholm Sözleşmesi ikinci tur raporlama gerekliliklerini yerine getirmektedir.
Misyonumuz nedir?
Proje, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (ÇŞB) tarafından yönetilmektedir. Proje kapsamındaki amaca, 3.000 tonluk saf HCH ile buna ilişkin yüksek konsantrasyonlu KOK atığı ve en az 350 tonluk PCB stokundan oluşan büyük ölçekli KOK pestisit stoğunun ortadan kaldırılmasının yanı sıra, bir dizi örnek saha kirliliği durumu, ıslah yaklaşımı ve temizlik finansman yöntemi de dâhil olmak üzere, KOK kontaminasyonuna uğramış öncelikli sahaların değerlendirilmesi, temizliği ve izlenmesi konularının desteklenmesi yoluyla erişilecektir. Proje aynı zamanda, çapraz kontaminasyona uğramış 150’ye kadar PCB içerikli trafo ünitesinin, dehalojenasyon teknolojileri aracılığıyla sürdürülebilir arıtımını ortaya koyacak; PCB kontaminasyonu bulunan trafoların arıtımı için bir ulusal plan oluşturulması amacıyla teknik yardım sağlayacak ve istenmeden ortaya çıkan KOK salımı yapan öncelikli sektörlerde MET/EÇU’ların kurulmasına yönelik teknik yardım sağlayacaktır. Ayrıca proje, KOK ve diğer tehlikeli kimyasal atıkların sürdürülebilir yönetimi için gerekli olan tehlikeli atık altyapısının ve ulusal teknik kapasitenin niteliğinin belirlenmesini destekleyecek olup, kapsamlı bir kimyasal yönetimi çerçevesinde, kurumsal ve düzenleyici kapasitenin güçlendirilmesine de destek çıkacaktır.
Nasıl çalışıyoruz?
Proje faaliyetleri 5 Bileşen altında toplanmış olup, 1., 4, ve 5. Bileşen UNDP tarafından uygulanmaktadır.
Bileşen 1: Mevcut KOK Stoklarının ve Atıkların Ortadan Kaldırılması - Ülkede tespit edilen ve geriye kalan KOK içeren pestisitler ve şu anda mevcut olan PCB stoklarının ve atıkların (mevcut ya da aşamalı olarak ortadan kaldırılan) ortadan kaldırılması yoluyla doğrudan yönetimini ele almaktadır. Bu özellikle, büyük hacimdeki KOK’un ortadan kaldırılması amacıyla büyük çapta tek bir saf KOK içeren pestisit (HCH) stoğunu içermektedir. Ayrıca, bu bileşen, Türkiye’de KOK imha altyapısının, özellikle Türkiye'de oluşan ve giderek artan miktarda kimyasal ve özellikle klorlu atıkları ele almak üzere ülke için gerekli olan Yüksek Sıcaklıkta Yakma (HTI) tesislerinin yeterlilik elde etmesini de desteklemektedir. Bileşen, KOK içeren pestisitlerin ortadan kaldırılması, PCB stoklarının ortadan kaldırılması ve KOK/kimyasal imha altyapısı geliştirme ve yeterlilik kazanmasına karşılık gelen büyük Sonuçla tanımlanmaktadır. Genel olarak, bu bileşenin başarıyla tamamlanması, bu tür KOK stoklarıyla ilgili olduğu gibi; Stockholm Sözleşmesinin 6. Maddesi gereklerini yerine getirmek açısından Türkiye'yi en gelişmiş ülkelerle benzer bir konuma getirme konusunda önemli bir adımı temsil etmektedir.
Bileşen 4: Kirlenmiş Sahaları Yönetim Kapasitesi - Şu anda kirlenmiş sahalarla, özellikle de kimyasal ve KOK atıklarıyla ilgili olanları ele almak için uygulamaya konan düzenleyici çerçevenin uygulanmasının desteklenmesini kapsamaktadır. Bu Bileşen, demonstrasyonun değerlendirilmesi, temizlik planlaması, birkaç öncelikli KOK ve kimyasal atıkla kirlenmiş sahanın izlenmesi ve muhtemel sahaların analizi ve pilot ölçekte düzeltme çalışmalarının uygulanmasıyla birlikte önemli teknik yönetim araçlarını desteklemektedir. Bu özel amaçlı teknik yardım, o bölgedeki özel sektörün yoğun desteği ile tamamlayıcı unsur olarak düşünülmüştür. Türkiye, kirlenmiş sahalar sorununu kapsamlı bir temelde sistematik olarak ele almaya başlayacak iddialı bir programı başlatmıştır. Projenin bu bileşeni, aşağıdaki çıktılar ile Kirlenmiş Sahalar bilgi sistemleri ve düzenleyici çerçevenin uygulanması ile bağlantılı olacaktır.
Çıktı 4.1, ÇŞB’ye, ulusal düzeyde teknik yardım sağlamayı ve ulusal kirlenmiş saha yönetim programının temelini oluşturan ve halihazırda uygulanmakta olan üç bilgi sistemini geliştirerek, yönetilecek olan tespit/kayıt, değerlendirme ve temizleme eylemi/izlenmesini kapsar: Kirlenmiş Sahaları Tanımlama ve Kayıt sistemi (KSTKS), Kirlenmiş Sahaları Değerlendirme Sistemi (KSDS) ve Kirlenmiş Sahaları Temizleme Sistemi (KSTS).
Çıktı 4.2, düzenlemelerin uygulanması ve çeşitli öncelikli KOK ve kimyasal kirlilik durumlarını göstermeye hizmet edecek olan belirli pilot temizleme girişimleri sırasında ÇŞB tarafından yönetilen saha değerlendirme, temizlik planlama ve teknoloji çalışmalarıyla ilgili genel desteğin bir bileşimini içerecektir. GEF desteğinin kapsamı, saha sahipleri ile sözleşme kapsamındaki seçili öncelikli sahalarda; kaynakları, başlangıç aşamasının ayrıntılı saha değerlendirme/temizlik tasarım çalışmalarına yönlendirerek ve yanı sıra büyük ölçüde yakın alanı çevreleme ve izleme önlemleri vasıtasıyla temizlik çalışmasını başlatarak sahaya özgü demonstrasyon faaliyetlerine odaklanacaktır.
Bileşen 5: KOK’lar ve Kimyasalların Çevreye Duyarlı Yönetimi için Kurumsal ve Düzenleyici Kapasitenin Güçlendirilmesi (GEF finansmanı – 460.000 ABD Doları; ortak finansman - 13.868.000 ABD Doları); Bu bileşen, Türkiye’nin kurumsal ve yasal açıdan Stockholm Sözleşmesi ile tam olarak uyum sağlama çabalarının son aşamasını kapsar. Kimyasalların yönetimi için ulusal yasal ve düzenleyici çevre mevzuatının Avrupa Birliği mevzuatıyla uyumlaştırmayı benimseyen bir stratejiye dayanmaktadır. 2011’de geçmişten kalan KOK’lar ve kimyasal atıklar konusunun önemini belirterek başlayan mevcut GEF projesinin geliştirilmesi bu stratejinin temelini oluşturur ve etkisini önemli derecede kolaylaştırır. Bu proje, gelişen ileri düzeyde yasal ve düzenleyici çerçeve ve onu desteklemek için gerekli güçlendirilmiş pratik teknik kapasiteye işlerlik kazandırılması yoluyla gerçekleştirilmiştir ve bunların tamamı birincil Stockholm Sözleşmesi uyumunun başarılmasına yardım etmiştir. Bu teknik kapasite konuları genel olarak yukarıda detayları verilen projenin diğer bileşenlerinde yansıtılan GEF kaynaklarının odak noktasını yansıtmaktadır.
Türkiye projeden nasıl faydalanacak?
Ulusal kalkınma faydaları genel anlamda yukarıda belirtilenleri takip etmektedir, somut olarak süregelen tüm veya önemli ulusal çevresel uygulamaların ortadan kaldırılması, ulusal çevresel yönetim kapasitesinin kurumsal olarak güçlendirilmesi ve hidrokarbon atıkları, kirlenmiş sahalar ve istenmeden ortaya çıkan KOK’larla ilgili teknik kapasitelere yönelik desteğin geliştirilmesi şeklindedir. Bu faydalar, çevresel olarak etkin KOK imhası ve kirlenmiş PCB ekipmanını arıtma kapasitesi olarak, yeni ve geliştirilmiş bir ulusal tehlikeli atık yönetimi altyapısını, sanayi sürecinin modernleştirilmesini ve sağlanan eğitim fırsatları sayesinde bu alanda gelişmiş insan kaynağı kapasitesini de kapsamaktadır. Burada belirtilen genel altyapı kapasitesinin sağlanması ülkenin sanayi gelişimini sürdürmesi adına kritik bir ihtiyaçtır. Genel anlamda, KOK’lara ve tehlikeli atıklara, kirlenmiş saha yönetimine ve Kirlenmiş KOK salımlarına ilişkin modern çevresel yönetim kapasitesi konusunda Türkiye’ye tamamen gelişmiş ülkelerle ve özellikle de AB üyesi komşularıyla bire bir aynı seviyede bir stratejik kalkınma faydası sağlamaktadır. Ekonomik açıdan ise proje ülkenin özellikle Doğu Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri’nin yanı sıra Ortadoğu ile Orta Asya’ya çevresel ürün ve hizmet ihraç etme potansiyelini de geliştirmektedir.