Gerçek anlamda katılımcı olan bir topluluk projesi tasarlamak amacıyla, ihmal edilmiş bir kamusal alanın yeniden canlandırıldığı ve mekân oluşturma yoluyla kapsayıcı bir topluluk merkezi oluşturmak için ne gerekir?
Türkiye'de uzun süredir var olan geleneksel bir kamusal alan yaratma modeli mevcut. Radikal kentsel dönüşüm projeleri ile inşa edilen dev beton yapılardan tepeden inme bir yaklaşımla karar vericiler tarafından tahsis edilerek önceden tasarlanmış işlevlere kadar, katılımcı tasarım uygulamaları göz ardı edilerek kamusal alan kavramı kapsamında yeteri kadar benimsenemedi. Bu alanda çalışan akademik kurumların yürüttüğü çeşitli araştırma faaliyetlerine rağmen ‘kamusal alanlar için mekân oluşturma’ örnekleri ne yazık ki nadir ve sınırlı.
Küresel olarak, yeni kentsel dönüşüm ve yeniden canlandırma modellerinin kentsel yaşam üzerindeki etkileri oldukça olumlu. Bu modeller, yalnızca yenilikçi değil, kapsayıcı ve sürdürülebilir olan yeni ortaklıkları, yaklaşımları, finansman ve sürdürme modellerini de içerir. Son birkaç yılda toplulukların çeşitli bilgi ve yeteneklerinden faydalanma ihtiyacı da daha fazla göz ardı edilemez hale geldi ve görünen o ki, özellikle İstanbul'da bazı yerel yönetimler katılımcı modelleri kamu politikası düzeyine taşımaya başladılar.
Katılımcı tasarım süreçlerinin kimlik, kamu talebi ve tanınma değerlerini zenginleştirebilmesi güçlü yerel ortaklıklar, yerel halkın katılımı ve konu ile ilgili farklı aktörlerin de katılımını gerektirir. Bu süreçlerde, şeffaflık, iletişim ve ortaklar arasında koordinasyonun yanında, tecrübe ettiğimiz en önemli bileşen katılımcılar ve uygulayıcılar arasında işleyen bir geri bildirim mekanizmasının varlığıdır.
UNDP Türkiye Hızlandırma Laboratuvarı, 2020 Şubat ayından bu yana yerel topluluklarla Covid-19 sonrası şehirler için atölyeler düzenleyerek ve ekosistemdeki gelişmeleri takip ederek bu konuya odaklanıyor. Bu zamana dek, yerel yönetimlerle birlikte katılımcı uygulamalara odaklanan iş birliği fırsatları yaratma konusunda pek çok girişimde bulunduk ve bu da birçok öğrenimi ortaya çıkarttı: Yerel yönetimlerle iş birliği yapmak için ilk önemli adım, yeniliğe yönelik isteklilik ve öğrenmeye olan bağlılıktır.
Ekim 2020'de UNDP Hızlandırma Laboratuvarı Ağı Küresel Ekibi, Japonya Birimi (BERA) ile iş birliği içinde 3, 11, 12 ve 13. SKA'lar üzerinde çalışan laboratuvarları, laboratuvarların üzerinde çalıştığı öğrenme sorularını ele almak için fikir ve çözümler istemek amacıyla Japon özel sektörüyle birlikte inovasyon programının bir parçası olmaya davet etti. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, katılımcı tasarım ve kamusal alanlara olan ilgimizi, Japonların herkes tarafından bilinen tasarım, mühendislik ve BİT’teki (Bilgi ve İletişim Teknolojileri) teknolojik uzmanlığından yararlanmak için uluslararası sahneye taşıdık. Bu süreçte Sotonoba ekibi, projenin ilk aşaması için Mayıs 2021'in sonuna kadar tasarım ortağımız olacak.
Türkiye tarafında, Marmara Belediyeler Birliği[1] (MBB) ile iş birliği içinde, yereldeki proje ortağımızı seçmek üzere, belediyelere açık bir çağrı başlattık. Marmara bölgesindeki belediyelerden 11 başvuru aldık. Bu çağrının amacı, ortak tasarım ve mekân oluşturma uygulamalarında örnek bir model oluşturmak, mekân oluşturma yoluyla açık bir topluluk merkezi / buluşma yeri tasarlamak ve Covid-19 koşulları altında kentsel dayanıklılığı ve sürdürülebilirliği desteklemek için iş birliğine odaklanarak en uygun belediyeyi seçmekti.
Belediye ekibinin istekliliği ve kapasitesi ile önerilen vizyon ve proje alanı, değerlendirme kriterleriydi. Mülakatlar gerçekleştirildi ve 3 final adayı Sotonoba ekibi ile birlikte değerlendirildi. Ardından Gökçeada Belediyesi yerel ortak olarak seçildi. Gökçeada, coğrafi konumu dolayısıyla bir miktar izole bir yerleşim yeridir. Çeşitli etnik gruplara, farklı gelir düzeylerine sahip topluluklara ve sosyo-kültürel yapılara ev sahipliği yapan Türkiye'nin en büyük adasıdır. Öğrenimimiz, katılımcı kentsel tasarım (hem biçim hem de işlev) için koşullar yaratma ve bölge sakinlerinin görüşlerini, deneyimlerini, isteklerini ve becerilerini belediye ve kamusal alanların inşasından sorumlu diğer paydaşlarla paylaşabilecekleri planlama süreçlerine dayanmaktadır.
Bu çok partnerli süreçte, katılımcı yöntemler ve mekân oluşturma araçlarıyla kavramsal bir tasarım oluşturmayı amaçlıyoruz. Çeşitli zorluklarla karşılaştık, ancak en önemli zorluklar olan dil engeli ve Covid-19’un proje üzerinde yarattığı amansız etki, projenin daha yenilikçi hale gelmesine sebep oldu. Böyle bir çalışma için yüz yüze etkileşim tercih edilen bir metodoloji olsa da pandemi, karantina ve kısıtlamalardan kaynaklanan zorunlu koşullar bizi daha yaratıcı olmaya ve dijital araçları etkili bir şekilde kullanmaya itti. Atölye çalışmaları ve toplantılar için yeni ve basit yöntemler kullanmak, çözüm bulma konusunda alışılmadık bir bakış açısı getirdi. Sotonoba Ekibi, projeye mekân oluşturma ve mimari uzmanlığının yanı sıra, iş birliği yoluyla ortak mirası yansıtan kültürel alışverişi de mümkün kılıyor.
Bu yazıda ilk olarak projenin genel çerçevesini aktarmak istedim. Önümüzdeki haftalarda içgörüleri ve öğrenilen dijital metodolojilerle beraber iletişim süreçlerini de detaylı bir şekilde paylaşacağım.
Son olarak, Gökçeada ve Japonya arasında, kültürler, istekler ve yaklaşımlar arasında köprü kurmak eşsiz bir deneyim. Tüm ortaklar için yapıcı bir iletişim zemini yaratmak, güven ve bilgi alışverişi oluşturmak ve zorluklarla yüzleşmek, süreç içerisinde alternatif problem çözme yöntemlerini ve uygulanabilir çözümler üretme motivasyonunu da beraberinde getiriyor.
[1] MBB, Türkiye'de türünün ilk örneği olan bölgesel bir belediyeler birliğidir, demokratik yerel yönetim hareketinin gelişmesine öncülük eder, belediyelerin yetki ve kaynaklarını arttırır, yerel yönetimlerde çevre bilincini geliştirir ve Türkiye'de sürdürülebilir kalkınma yaklaşımını benimser. 190'dan fazla üyesi bulunan MBB, altısı büyükşehir olmak üzere 12 ilde faaliyet göstermektedir. Çevre yönetimi, kentleşme, göç ve sosyal uyum, yerel yönetim, yerel kalkınma, kentsel teknolojiler ve inovasyon gibi alanlarda yerel yönetimlerin kurumsal kapasitelerini geliştirmek için idari, mali ve hukuki danışmanlık ve eğitim hizmetleri verir, bilimsel çalışmaları destekler ve ilgili paydaşları bir araya getiren etkinlikler ve toplantılar düzenler.