UNDP Türkiye Hızlandırma Laboratuvarı’nda (AccLab) Deneyleme Yöneticisi olarak sadece kalkınma sorunlarını ele alan deneyler yapmakla kalmadım; aynı zamanda yaratıcı düşünme ve proje geliştirme konularında yeni yaklaşımlar keşfetme fırsatı da buldum. Bunlara ister deney ister proje diyelim, amacım her zaman mevcut durumu sorgulamak ve geleneksel yöntemlerin dışına çıkarak daha etkili çözümler bulmaktı.
Özel sektörle kurulan ortaklıklar uzun zamandır UNDP’nin çalışmalarının temel yapı taşlarından biri. Ancak günümüzde karşılaştığımız karmaşık kalkınma sorunlarını çözmek için kurumsal sosyal sorumluluk tek başına yeterli değil. Daha kalıcı ve derin etkiler yaratmak için, ortaklarımızla stratejik iş birlikleri kurmak kritik önem taşıyor.
Bu doğrultuda, ülke ofisindeki ekip arkadaşlarımızla birlikte, genç kadınların sürdürülebilirlik alanında liderlik rolü üstlenmelerini teşvik etmeyi amaçlayan bir fikir geliştirdik. Bu girişim yalnızca toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemekle kalmıyor; aynı zamanda kadınların bugünden itibaren adım atmalarını ve geleceğin sürdürülebilirlik ekosisteminde söz sahibi olmalarını hedefliyor.
Bu girişimin özel sektör ortağı Türkiye’nin önde gelen tekstil ve perakende markalarından Boyner Grup ve proje, klasik bir iş birliği modelinin ötesine geçecek şekilde tasarlandı. Boyner Grup ile birlikte, toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorununu yenilikçi bir yaklaşımla ele alarak farklı ve etkili bir çözüm üretmeyi amaçlıyoruz.
Eğitim programı bu projenin önemli bir parçası olsa da, ilk yılında aynı zamanda projenin metodolojisini test etmeyi de hedefliyoruz. Amacımız; belirlediğimiz hedeflere ulaşıp ulaşamadığımızı, öngördüğümüz etkiyi yaratıp yaratmadığımızı ölçümleyerek uyguladığımız yöntemin ne kadar etkili olduğunu değerlendirmek. Bu değerlendirme, kalıcı bir değişim sağlayabilecek yeni bir yaklaşım geliştirip geliştirmediğimizi anlamamıza yardımcı olacak.
Günümüz dünyası hızla değişiyor ve bu değişimle birlikte sürdürülebilir uygulamalara olan ihtiyaç da giderek artıyor. Ancak birçok sektörde kadınlar hâlâ karar alma süreçlerinde yeterince temsil edilmiyor. Bu liderlik eksikliği, özellikle sürdürülebilirlik alanında daha da görünür hale geliyor. She Lab projesi, tam olarak bu sorunu hedef alarak tasarlandı. Genç kadınları; bilgiyle, özgüvenle ve güçlü bir sosyal ağla donatarak onları sürdürülebilirlik ekosisteminde liderlik rolüne hazırlamayı amaçlıyor.
She Lab’in Vizyonu
Temel yaklaşımımız oldukça net: Kadınların sürdürülebilirlik alanında liderlik yapabilmeleri sadece toplumsal cinsiyet eşitliği için değil, aynı zamanda gezegenimizde uzun vadeli pozitif değişim yaratabilmek için de kritik önemde. Ne yazık ki kamu ve özel sektörde kadınların liderlik pozisyonlarında yeterince yer bulamadığı bir gerçek. Bu durum sürdürülebilirlik girişimlerinde de kendini gösteriyor. Biz ise bu boşluğu bir zayıflık olarak değil, bir fırsat olarak gördük. She Lab ile genç kadınların sürdürülebilirliğin geleceğini aktif bir şekilde şekillendirebileceği bir platform oluşturduk.
She Lab sayesinde yalnızca sürdürülebilirlik konusunda yetkin bireyler değil, aynı zamanda gezegeni olumlu yönde etkileyebilecek, kendine güvenen liderler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Bu proje, kadınların tutkularına uygun kariyerler inşa etmelerini sağlarken, aynı zamanda küresel sürdürülebilirlik gündemine katkı yapmalarına da olanak tanıyor.
Güçlenmeye Yenilikçi Bir Yaklaşım
She Lab, sadece sunduğu içerikle değil; yapısı, uygulanma biçimi ve sonuçlarıyla da fark yaratan yenilikçi bir program. Katılımcılar; kişisel gelişim, sürdürülebilirlik bilgisi ve proje üretimi olmak üzere üç aşamalı bir eğitim sürecinden geçiyor. Bu süreç, tamamen çevrimiçi olarak yürütülen 3 aylık bir yolculuk şeklinde tasarlandı.
1. Ay: Kişisel Gelişim
İlk ayın odak noktası, özgüven ve öz farkındalık kazanmak. Katılımcılar, etkileşimli modüller aracılığıyla kendi potansiyellerini keşfetmeye yönlendirilirken; liderlik becerilerini geliştirme fırsatı da buluyorlar. Bu süreç, onların öğrenme yolculuklarına sahip çıkmalarını ve karşılaşacakları zorluklara daha hazırlıklı olmalarını sağlıyor.
2. Ay: Sürdürülebilirlik Bilgisi
İkinci ayda, katılımcılara sürdürülebilirlik konusunda derinlemesine bilgi sunuluyor. UNDP’nin uzmanları tarafından verilen özel oturumlar, onları küresel sürdürülebilirlik gündemi hakkında bilinçlendirirken; Boyner Grup yöneticileri de sürdürülebilirliğin kurumsal tarafına dair önemli içgörüler aktarıyor. Akademik bilgi ile iş dünyasının deneyimi harmanlanarak, katılımcılar çok yönlü bir bakış açısıyla donatılıyor.
3. Ay: Fikir Geliştirme ve Projeyi Hayata Geçirme
Son ay, katılımcıların kendi sürdürülebilirlik projelerini geliştirmeleri için ayrıldı. Bu süreçte; proje fikirlerini uygulanabilir hale getirmeyi, atölye çalışmaları ve mentorluk desteğiyle öğreniyorlar. En başarılı projeler seçilerek Boyner Grup şirketlerinde hayata geçiriliyor. Böylece katılımcılar, fikirlerini gerçeğe dönüştürme ve sürdürülebilirlik alanında somut etki yaratma imkânı buluyor.
She Lab’i farklı kılan bir diğer önemli unsur ise içeriğin sunulma biçimi. Eğitim süreci, Boyner Grup’un kendi çalışanları için kullandığı gelişmiş bir öğrenme yönetim sistemi (LMS) üzerinden yürütülüyor. Bu sayede katılımcılar; eğitim materyallerine diledikleri zaman, diledikleri yerden erişebiliyor. Böylece her katılımcının kendi hızında öğrenmesine imkân tanınırken, kimsenin geride kalmaması sağlanıyor. Aynı zamanda bu platform, sadece bir öğrenme aracı değil; katılımcıların fikirlerini paylaşabilecekleri, sorular sorabilecekleri ve birbirlerine destek olabilecekleri bir dijital topluluk alanı işlevi de görüyor.
Yüksek Talep ve Rekabetçi Seçim Süreci
She Lab’in başarısı ve yenilikçiliği, gördüğü yoğun ilgiden açıkça anlaşılıyor. İlk dönem için tam 2.600, ikinci dönem içinse 1.600 başvuru alındı. Bu, genç kadınların sürdürülebilirlik alanında kendilerini geliştirme ve liderlik rolü üstlenme isteğinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Seçim süreci çoktan seçmeli zorlu bir sınavın ardından yapay zeka destekli bir mülakatı barındıran birden fazla aşamayı içeriyor ve oldukça rekabetçi. Her dönem için yalnızca en başarılı 80 ila 85 aday programa kabul ediliyor.
She Lab’in temel hedeflerinden biri, yıl sonuna kadar toplam 210 katılımcıyı mezun etmek. Bugün itibarıyla ilk dönemde 75 aktif katılımcımız bulunuyor ve geri bildirimler son derece olumlu. Katılımcı memnuniyeti ise 5 üzerinden ortalama 4,8’lik bir puanla epey yüksek. Bu yüksek oran, programın sadece beklentileri karşılamadığını, aynı zamanda genç kadınların güçlenmesine gerçekten destek olduğunu gösteriyor.
She Lab’in başarısının bir diğer önemli unsuru ise oluşturduğu güçlü ağ. Katılımcılar birbirleriyle bağlantı kurmaya, deneyimlerini paylaşmaya ve profesyonel yolculuklarında birbirlerini desteklemeye teşvik ediliyor. Bu dayanışma ve aidiyet duygusu, sürdürülebilirlik alanında uzun vadeli katılım ve başarı için kritik bir rol oynuyor.
Bir Hareket
İkinci dönemin seçimi tamamlandı ve bu heyecanla birlikte yolumuza devam ediyoruz. Amacımız, bu programa katılan genç kadınların sürdürülebilirlik alanında öncü roller üstlenmeleri; topluluklarını, iş yerlerini ve sektörlerini daha iyi hale getirmeleri.
She Lab; eğitim yapısı, teknolojik altyapısı ve sürdürülebilirlik uzmanlığını bir araya getiren yenilikçi yaklaşımıyla, kadınların geleceği şekillendirecek birer lider olarak yetişmesini sağlıyor. Ve her yeni katılımcıyla birlikte bu hareket büyüyor. Bu artık sadece bir proje değil; kadınların sürdürülebilirliğin geleceğinde güçlü bir şekilde yer almasını sağlayan bir dönüşüm hareketi.