Ayvalık’ta ‘denizin akciğerleri’ koruma altında
26 September 2024
Tabiat parkına yerleştirilen şamandıralar sayesinde, deniz çayırları ve biyoçeşitlilik korunurken istilacı deniz üzümünün yayılması engellenecek
“Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi” (MarIAS) kapsamında, Ayvalık Adaları Tabiat Parkında, oksijen üretme özelliği nedeniyle “denizin akciğerleri” olarak bilinen deniz çayırlarını korumak ve istilacı deniz üzümünün yayılımını engellemek amacıyla yeni bir girişim hayata geçirildi. İstilacı yabancı türlerle mücadeleye ilişkin bölgeye özel tedbirleri içeren Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Denizel Alanı Yönetim Planına ilişkin faaliyetler kapsamında, 50 adet tonozlu şamandıradan oluşan tekne bağlama sisteminin kurulumu 16 Eylül 2024 tarihinde tamamlandı ve şamandıralar kullanılmaya başlandı.
Ayvalık Adaları Tabiat Parkında yerleştirilen, uzun ömürlü, 5 tonluk tonozlu şamandıra sistemi sayesinde, bu bölgeleri ziyaret eden teknelerin deniz çayırları üzerine çapa atmak yerine halatlarını şamandıralara bağlamayı tercih etmeleri ile çapalamalardan kaynaklanan deniz tabanı ve deniz çayırı tahribatının önlenmesi hedefleniyor. Şamandıra kullanımı tekneler için de operasyonel olarak kolaylık sağlayacak. Böylece hem çevre hem de bölgeyi ziyaret edenler için faydalı bir girişim hayata geçirilmiş oldu.
Ayvalık Adalarının 19’unu kapsayan ve toplam 17.950 hektarlık alana sahip olan tabiat parkının denizel alanı, zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip. Tabiat parkı sınırları içindeki istilacı türlerden en önemlisi ise deniz üzümü (Caulerpa cylindracea). Deniz üzümü özellikle deniz çayırlarının (Posidonia oceanica) tahrip edildiği alanlara yerleşerek deniz çayırlarının gelişimini engelliyor. Akdeniz’in akciğerleri olarak tanımlanan deniz çayırları ise, denizlerdeki canlı yaşamı için en verimli bölgeleri oluşturuyor. Balık stoklarının ve denizdeki oksijen dengesinin devamlılığının sağlanmasında önemli rolleri bulunuyor. Bu nedenle, deniz üzümünün yayılımının önüne geçilmesi, deniz çayırlarının ve biyoçeşitliliğin korunması için büyük önem taşıyor.
“Diğer denizlerden bölgemize gelip yerleşen istilacı yabancı türlerle mücadele kapasitemizi artıracak yatırımları yaparak yerli ekosistemlerimizin direncini artırıyoruz.” diyen UNDP Proje Yöneticisi Mehmet Gölge, sözlerine şöyle devam etti: “Ayvalık’taki bu faaliyetimizin, doğa ile ilişkimizde ne kadar dikkatli ve hassas davranmamız gerektiğine iyi bir örnek oluşturduğuna inanıyorum. İnsanlar olarak en ufak bir hareketimizin bile doğaya nasıl etki ettiğini hesaba katmalı, doğaya verdiğimiz zararları tespit ederek bu zararları telafi etmeli ve ekosistemin dengesini korumak için titizlikle çalışmalıyız.”
“Ayvalık Adaları Tabiat Parkı Denizel Alanı Yönetim Planı” faaliyetleri kapsamında ayrıca, deniz çayırlarının önemi ve deniz üzümünün zararları ile deniz çayırlarının gelişimi üzerindeki etkileri hakkında yerel halk, ilgili kurumlar ve sivil toplum kuruluşları bilgilendiriliyor. Bu konularda farkındalık yaratmak amacıyla bilgilendirme materyalleri, pano ve posterler hazırlandı.
“Denizel İstilacı Yabancı Türler Projesi,” istilacı yabancı türlerin önlenmesi, tespit edilmesi, kontrolü ve yönetiminde güçlendirilmiş kapasiteler ve yatırımlarla deniz ve kıyı ekosistemlerinin direncinin artırılması hedefiyle Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile iş birliği içinde, Küresel Çevre Fonu (GEF) finansal desteği ile yürütülüyor.
Projede Türkiye’deki her denizden bir alan temsil edilecek şekilde 4 pilot bölge üzerinde çalışılıyor. Bu pilot bölgeler; Kırklareli’nde İğneada Longoz Ormanları Milli Parkı, Balıkesir’de Ayvalık Adaları Tabiat Parkı ve Güney Marmara Adaları ile Hatay’da Samandağ.
4 pilot bölgede istilacı yabancı türlere yönelik yönetim planlarının hazırlanması ve uygulanması faaliyetleri ise Doğa Araştırmaları Derneği ile birlikte yürütülüyor.